Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

21 Ocak 2010 Perşembe

kırmızı

HERYER KIRMIZIYDI. SEN GÖREMİYORDUN. BEN İSE SADECE KIRMIZIYI GÖRÜYORDUM. GÖKYÜZÜ KIRMIZIYDI, YERLER KIRMIZIYDI. YAĞMUR KIRMIZI YAĞIYORDU.. GÖZYAŞLARIMIN TADI KIRMIZIYDI. AÇTIM, AÇIKTIM. BİR BARAKAYDI BEDENİM.. YAĞMUR ALIYORDU. BENİ KIRMIZIYA BOYUYORDU. TÜM RENKLERİN AKSİNE KIRMIZI NETTİR. NE İSTEDİĞİNİ, NE SÖYLEDİĞİNİ BİLİR.. EĞER KIRMIZIYI SEÇİYORSAN; BEN BURDAYIM DİYORSUNDUR. BURDAYIM, BEKLİYORUM. AMA FAZLA VAKTİM YOK. GELMELİSİN. EĞER KIRMIZI GÖRÜYORSAN HER YERİ YALNIZSINDIR. DÜNYA RENKLERİNİ YİTİRMİŞTİR. SENİN BAKTIĞIN GİBİDİR HERYER. HERKESİN BİLDİĞİ GİBİ DEĞİLDİR. AŞKIN RENGİ KIRMIZIDIR MESELA. SEN; KIRMIZIYI SEVİYORSAN.

SENİ GÖRDÜĞÜM GÜN… GÖZLERİM FÜTURSUZCA VÜCUDUNDA GEZİNİP, GÖZLERİNDE SON VERMİŞTİ ANLAMLI YOLCULUĞUNA. SEN BANA BAKIYORDUN. GÖZLERİN BOŞ VE ANLAMSIZDI.RÜZGAR VARDI.. BENİM SAÇLARIM UÇUŞMUYORDU. KOKUN BURNUMA DEK GELMİŞTİ. RÜZGÂR SENDEN YANA ESİYORDU. IŞIKLARDAYDIK. BEN KIRMIZIYI BEKLİYORDUM GEÇMEK İÇİN, SEN YEŞİLİ. ELİNDE BİR KİTAP TUTUYORDUN; YEŞİL. BENİM ELİMDE Kİ KİTAP KIRMIZIYDI. BAKIŞLARIM BEDENİNDE ODAK NOKTALARI ARIYORDU. SANA YAKLAŞTIĞIM AN. ELİNLE BOYNUNDA OLMASINDAN HİÇ DE MUTLU OLMADIĞINI ANLADIĞIM KRAVATINI ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORDUN.

MERHABA… BU KADARDI. SÖYLEYEBİLECEĞİM TEK ŞEY BUYDU. CEVAP ARAMAYAN, SONUNDA SORU İŞARETİ BARINDIRMAYAN, MASUM VE MAĞRUR BİR MERHABA. SEN DUYMAMIŞ GİBİ BAKIYORDUN BANA. GÖZLERİM ODAĞINI BULMUŞTU, GÖZLERİNDE. TEKRAR ETTİM. MERHABA… SUSUYORDUN. SEN SUSTUKÇA DÜNYA KIRMIZIYA BOYANIYORDU. BEN KIRMIZIYI SEVİYORDUM. SEN SUSTUKÇA KELİMELER KIRMIZIYA BOYANIYORDU. BEDENİM MOLEKÜLLERİNE AYRILMAYA ÇALIŞIYORDU. BİLDİĞİM TEK RENK KIRMIZIYDI SEN KONUŞANA DEK. BANA MERHABA DEDİĞİN AN DÜNYA YENİ BİR RENK İLE TANIŞTI. YEŞİL. HİÇ OLMADIĞIM KADAR YEŞİLE BÜRÜNDÜM. SEN KIRMIZIYKEN. GÜLÜMSEDİN. SAHİBİNİ ARAYAN ILIK BİR GÜLÜMSEME BIRAKTIN; ATMOSFERE. SAHİBİ OLMAK İSTEDİM. OLDUĞUMUZ YERDE DURUYORDUK. BEN ŞAŞKINDIM. SEN ANLAMSIZ. NEYİM VARDI BİLMİYORDUM. SANA BOYANIYORDUM.SEN OLUYORDUM.ELİNİ UZATTIN BANA, DOKUNABİLİRMİŞİM GİBİ.. BENİM DOKUNUŞLARIM ÖLÜM KOKARDI. DOKUNDUĞUM YERDE, DOKUNDUĞUM BEDENDE ÖLÜRDÜM. BENİÖLDÜRMEK İSTİYORDUN. ELİN HAVADA DURUYORDU. BEN ALİ DEDİN. DUYDUĞUM EN GÜZEL İSİMDİ. BEN HİÇKİMSEYDİM ARTIK. BİR İSMİM YOKTU ARTIK. HARFLERİM BEDENİMİ TERK ETMİŞTİ.. ELİN HAVADA DURUYORDU. ELİMİ UZATTIM. PARMAKLARIM PARMAKLARINA DEĞECEKTİ SANİYELER SONRA.. BEN ÖZLEYİŞ DEDİM.NE GÜZEL BİR İSİM DEDİN SAATLER SONRA, BELKİ DE GERÇEK DÜNYADA SADECE SANİYELER GEÇMİŞTİ.. BENİM DÜNYAMDA ASIRLAR OLMUŞTU. ELİM ELİNİN İÇİNDEYDİ. BİR KUŞU TUTARCASINA ÜRKEKTİ PARMAKLARIN. NE ÇOK SIKI NE DE ÇOK GEVŞEK. İSTESEMDE KURTULAMAZDIM Kİ SENDEN. SEN BIRAKMADIKÇA. AMA SEN ÇOK DA UZUN TUTMADIN ELİMİ. ELLERİNİ GEVŞETTİN, DÜŞECEĞİM SANDIM. HENÜZ UÇMAYI ÖĞRENMEMİŞTİM. VE SEN BENİ BIRAKMIŞTIN. KANATLARIM ACIYORDU ÇIRPINMAKTAN. SON CÜMLENİ SÖYLEDİN.

HOŞÇA KAL. SONUNA NOKTA KOYUNCA BİR CÜMLE SAYILABİLİRDİ DEĞİL Mİ BU KELİME. DUDAKLARIN BİRBİRİNE DEĞMEDEN SÖYLEMİŞTİN BUNU. YÜZÜNDE YARIM BİR GÜLÜMSEME VARDI. SAHİBİNİ ARIYAN ILIK BİR GÜLÜMSEME. BEN ARAFTA SIKIŞMIŞTIM. İKİ DÜNYADA KABUL ETMİYORDU VARLIĞIMI. GÜNAHKÂRLARDAN OLMUŞTUM. SANA DOKUNARAK.. SEN YÜRÜMEYE BAŞLAMIŞTIN. ARKANDA TOZU DUMANA KATAN BİR RÜZGAR VARDI.. GÖZLERİM ACIYORDU ŞİMDİDE. TOZ TANELERİ DOLMUŞTU GÖZLERİME, GÖZLERİM KIRMIZIYDI ŞİMDİ. SEN YOLUN SONUNDAN KÖŞEYİ DÖNÜP KAYBOLDUN. BEN ORDA KALDIM. BÜTÜN SÖYLENECEKLER BİTMŞTİ. BEN AVUÇİÇLERİMDE SENİN KOKUNU SAKLAYARAK KALDIM. TANIMSIZDIK…

___ BU RÜYAYI DAHA KAÇ KERE GÖRECEĞİM? ÇOK KİTAP OKUYORUM GALİBA.. ALİ DİYE BİRİ YOK!!! BENİM ADIM ÖZLEM, ÖZLEYİŞ DEĞİL. HİÇ O DURAĞA GİTMEDİM. BEN KIRMIZIYI SEVMEM Kİ!

O KIRMIZI HAPLARI ALMAYI BIRAKMALIYIM…

öylesine

Canım nasıl yanıyor sana bunu anlatamam.. Gidiyorsun..hiç senin olmamış birinin gitmesi nasıl da can acıtıyormuş.. ellerine değmedi hiç ellerim.. gözlerimiz tek noktada birleşmedi.. vedalaşırken bile korktum.. ben sarılmaktan korktum o gelecek diye.. vedalaşamadım gönlümce.. gideceğini bilseydim.. o gün son görüşüm olacak seni diye biri söyleseydi.. kollarımı hiç açmazdım.. nefes almazdım.. seni bırakmazdım.. bildiğim en güzel hikayeyi anlatırdım sana.. gitme diye.. gerçek bir şelale bulurdum.. el değmemiş bir mabed yaratırdım sana.. gideceğini bilseydim.. senin gitmene izin vermezdim..

benim olmadın hiç.. hep yalnız kıyılarında yüzdün.. ruhunu kilitledin.. kaçtın, saklandın..şimdi de gittin..gidiyorsun.. gideceğini biliyorum.. buna birşey yapamıyorum.. hiç senin olmamış ellerimi bırakıyorsun.. dudaklarının tuzunu tadamamış dudaklarımı başka dudaklara bırakıp gidiyorsun.. teninin terli kokusunu hiç tenimde duyumsayamayacağım.. gözlerindeki uzaklıkta kaybolduk ikimizde..

şimdi arkana bak.. ne göreceksin? eğer gitmediysen, ordaysan hala.. ben nerde ve nasılım diye düşünmüyorsan.. hiç senin olmayacağımı bilmiyorsan... kalbimin yerinde esen yelleri hissetmiyorsan..

acılar geçmez.. bilirim.. sen hep artacağını düşünürken o git gide azalır ama hiç geçmez.. gün gelir elini kalbine götürürsün sadece bir et parçasına çarpar elin.. yanık kokuyordur.. korkuyordur.. anlamazsın neden olduğunu.. sadece sızlar.. derinden.. çok derinde bir yerden.. orayı bulamazsın.. o kanı durduramazsın ya.. işte öyle kanıyorsun bende şimdi...

gü-nay-dın!

Günaydın der!
Günümün-aydın olup olmadığını pek de umursamayan bir kalp..
Onun için basittir "günaydın" demek..
Günaydın!
Oysa ben onun merak etmesini isterim..
Günüm_aydın değildir..
Ve aydınlanmayacaktır o bana gerçek bir gün-aydın hediye edene dek..
Bana basit cümleler kurar!
Kuralsız,öylece.
Ben o basit cümleler içinde kaybolurum bir anlam ararken..
Bir anlamı yoktur oysa..
Sadece söylenmiştir öylesine..
O zaman herkese "Günaydın"
Basitçe..

gitmek

yalnızım bu günlerde.. çünkü insanlar gider. bende gitmiştim daha önceleri.. ama onları acıtamamıştım..gittiğimde de kaldığımda da ben yara aldım.. bir defa olsun canlarını acıtamadan ölmemeliyim.. bunu yaşamalı onlar da.. bak sen gidiyorsun ya şimdi ben kanıyorum.. görüyor musun kanları? diyebilmek için kanatmak mı lazım elimi? kalbim kanıyor ama sen görmüyorsun! lanet olsun canım acır benim de, senin kadar insanım bende. bunu anlaman için ne yapmalıyım bilmiyorum? bak nefes alamıyorum.. hayır bu benim nefes alışım değil.. göğsüm inip kalkıyor sadece. nefes almıyorum.. yanılıyorsun.. anlasana ölüyorum ben.. öldürüyorsun beni.. ölüyorum.. şimdi senin kanayışlarını görür müyüm ben zannediyrsun? görmem tabi. ben kanarken sen gördün mü beni? şimdi suçlu arıyorsun sen.. hadi ben suçlu olayım problem değil.. ama kanatamayacaksın beni.. nefes alamıyorsun dimi? boğazında bir yumru var bilkiyorum.. bende de vardı zamanında.. sen de görmemiştin.. bir kitapta okumuştum şöyle diyordu; "gitmek kaybetmek değildir, kazanmak da.. gitmek gitmektir işte.. hepsi bu.."ben de gittim farzet yoktum zaten.. alışmamışım sana demek:)

17 Ocak 2010 Pazar

kahve

kahveni nasıl alırsın? en sertinden olsun:) midemde ki yaranın büyümeye ihtiyacı var.. ve benim canımı acıtmaya.. keyifli bir yolculuğa çıkmak her sabah, elimde kahve fincanım üzerimde sabahlığım.. fincanımın içinde dibi görülmeyen bir karanlık! karanlığın içinde benim suretim.. suretim yabancı kendime.. yabancılık çekmekteyim.. sızlıyor midem bu sabah yine.. neden? kahve dokunmuyor bana.. biliyorum. dokunan şey başka.. o yarayı da bantlamak lazım.. kahve kokulu bir öpücük verebilmek için sevdiğim adama, midemdeki yarayı beslemek her sabah..ve beslemek acılarımı gün be gün.. mutlu bir gülümseyiş alabilmek için kurumuş dudaklarından.. kahveyi sen seviyorsun diye sevmek ve dibi görünmeyen karanlıklarda seninle dolaşabilmek.. sen olmak.. hep olmak.. hiç olmak.. bir fincan kahve için acı çekmek.. dumanının gözlerimi sulandırması ve seni sevmek!! kahve ve sen.. bir fincan daha içelim mi sevgilim? yok midem ağrımıyor bu sabah? hadi şu yarayı biraz kanatalım..

aitlik eki

bir insan bir insana nasıl ait olabilir? yani tüm benliğini verebilir misin bir başkasına? kendini tam anlamıyla teslim edebilir misin? dans ederken gözlerini kapatıp, onun adımları ile devam edebilir misin gölge oyununa? ya gözlerini açtığında olduğun yer, masal diyarı değilde karanlıklar ise? ve masal diyarlarını kaçırıyorsan gözlerin kapalı olduğu için.. hataların seni büyütmezde küçültürse eğer? ve sen gttikçe korkaklaşırsan hayata karşı.. ve ona verdiğin benliğin senin bedenine sığmaz ise artık? kendine nasıl ait olacaksın tekrar? aitlik eki zararlı bünyeye.. ait olmamalı insan.. ait oldun mu birisine, sen olmaktan vazgeçip o oluyorsun ve o gittiğinde geride hiçbirşey kalmıyor.. ait olmamalı insan.. ait oldun mu? bu srunun cevabını sen zaten biliyorsun!!!

sonlarım ve sorularım..

sonları severim ben.. bir nokta da koymam hatta yanyana iki nokta koyarım hep.. bir noktayı silsem bile diğeri kalsın isterim.. o yüzdendir bu yazım yanlışı.. alışkanlıklarım.. hayatın hiçbir kulvarında yetmedi bana tek bir nokta.. uçlarda yaşamalıyım çünkü.. yaşadığımı hissetmek için.. sonlarım olmalı yeni başlangıçlarım için.. mutlu olmak için mutsuzluklarım olmalı.. geleceğe bakabilmek için geçmişim olmalı.. seni sevmek için nedenlerim olmalı.. bana nedenler sunabilir misin? seni neden sevmeliyim?

6 Ocak 2010 Çarşamba

yeni yıl-mış!

ben bu sene yeni yıla girmek istemedim.. mesela 2007ye tekrar dönseydim.. hem aşırı insan kalabalığı olmazdı 2010 da. trafik tıkanmaz ve hava daha az kirlenirdi mesela.. mesela bu satırları yazmak zorunda kalmazdım. mesela yılbaşına ait olmadığım bir adamın gölgesi ile dar bir sokakta nereye gittiğimi bilmeden yürüyerek girmezdim. çırılçıplak tenlerimiz birbirine değdikçe canım bu denli acımazdı. ve yılbaşı aldığım o bildik geleneğin eseri olan kırmızı iç çamaşırımı gizlemek zorunda kalmazdım kendimden. kirlenmezdi. kirlenmezdim.. yeni yıl gelmeseydi.. ve yeni bir başlangıç yapmak yerine nokta koymak zorunda kalmazdım.. eğer zaman makinasını icat edebileceğine inanan biri varsa bana haber vermeli.. annemin tarçınlı kurabiyelerine doğru masalsı bir yolculuk yapasım var.. ve 2007ye geri dönesim.. ben o yıl herzamankinden biraz daha mutluydum galiba..