Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

28 Kasım 2010 Pazar

Zaman mekan kavramı'm..

Hayatım teknoloji kurbanı bir akar saniyeli saat gibi..
Sen ne zaman geldin?
Ne zaman seni sevdim?
Ne zaman senin oldum?
Ne zaman gittin, anlayamadım..
1 dakika kadar kısaydı sana olan yolculuğum..
Keşke o saati hiç duvara asmasaydım!

26 Kasım 2010 Cuma

Benim piyanist ellerim..

Sen beğen diye yazıyormuşum meğersem her satırımı.. Ne zamandan beri bunu yaptığımı bilmiyorum ama.. En sevdiğim şarkıyı açıyorum önce.. Kısa bir süre gözlerimi kapatıyorum.. Sonra yüzümde kocaman bir gülümseme ile basıyorum daktilomun tuşlarına.. Beyaz kağıdım notalar ile doluyor.. Ellerim usta bir piyanistin ezberlediği notaları çalarcasına ahenk dolu dolaşıyor klavyede.. Ara sıra gözlerimi kapatıp hangi enstrümanın baskın olarak çaldığını anlamaya çalışıyorum.. Kulak kabartıyorum melodiye.. Ve nefes alışım değişiyor, bir saksafondan ses çıkarmak istercesine.. Kısa bir solo çalıyorum,nefesimle.. Sonra gitarın tellerin de dolaşıyor parmaklarım.. Önce baslardan başlıyorum sonra parmaklarım yavaşça tiz seslere doğru iniyor.. Sana küfür edercesine söylüyorum sevdiğimi.. Şarkımı beğeniyorsun.. Gözlerin kapalı.. Ben memnun olmuş bir halde bitiriyorum öykümü.. Sana küfrettiğimi anlamıyorsun! Gözlerimi yavaşça açıyorum.. Notaların beni terk ettiğini görüyorum, yavaşça gökyüzüne doğru süzülüyorlar.. Ve ben karanlık odam da çırılçıplak sana bunları yazıyorum.. Ve hala sana küfrediyorum.. Hem de en ağırından.. En can yakanından.. Seni seviyorum!!!

Geleceğim'e bir bakış..

Kapının önüne serilmiş bir hayatın üzerine basarak,
kokusundan tiksinerek geçtik sokaktan..
Çöp evmiş öyle dediler..
Kağıtlar dolusu hayatını çöpe atarken, yaşlı kadının..

Ecza Dolabı'm

Seninle tanıştığım da
henüz kullanılmamış
bembeyaz sargı bezleri vardı
ruhumun ecza dolabında..

Şimdi ise kan ve yara merhemleri yüzünden sarardılar..
Küçük bir tıbbi mucizeymişim ben
Doktorum öyle söyledi..
Sana rağmen, yaralarıma rağmen yaşayabilen..

14 Kasım 2010 Pazar

Daktilo,kağıt ve adam

Daktilo'm bozulmuş..
A' harfini yazmıyor mürekkep saman kağıdıma..
Ş' harfi silik..
K' nın orada olduğunu bir ben biliyorum..
Sİktir'edesim geliyor bu daktiloyu bazen..
Benim istediklerimi yazmıyor bir türlü..
Kağıdı da beğenmez oldu..
Bu lanet baş'ağrısı da geçmiyor sen gideli..
Kulaklarım da bir çınlama!
Ne yaptın bana be adam!
Ben söyleyeyim..
İçine sıçtın bu aşkın!
Sil kalbime de, medeniyet görsün kıçın!

13 Kasım 2010 Cumartesi

Perde

Bir zamanlar seviştiğim adam..
Teninin her bir noktasını dudaklarım ile tattığım..
Hazmettiğimi sandığım..
Şimdi senin fazlaca giyinik(!) haline bakıyorum..
Çıplaklığımız geliyor aklıma..
Vücudumuzun birbirine değdiğinde çıkardığı ses!
Göğüslerimin arasından sızan terde ki suretin..
Seviştikten sonra kalkıp perdeyi açışım geliyor aklıma..
Karanlıklara tahammül edemeyişim..
Yatağın ucuna çömelerek sigara yakışım..
Bana milyonlarca ışık yılı uzakta görünen gökyüzüne bakışım..
Senin beni çağırışların..
Yeniden, yeniden başlayan kıvılcımlar,sarsılmalar..
Ve yine perdeye gidişim..
Senin uyuya kalışların!
Senin olduğumu zannedişlerin..
Kimseye ait olmadığımı ve olamayacağımı bile bile bana tutunuşların..
Bunu neden yazdığımı soruyorsun biliyorum kendine..
Bir fotoğrafına baktım ve çok giyinik göründün bugün gözüme..

Kürtaj..

senin doğumunu durdurabilmekti tüm dileğim
kürtaj masasında kaybetmek bu aşkı..
narkozun baygın kokusu ile miğdem bulanırken 10 dan geriye doğru saymak ve 7 ye gelmemişken henüz seni unutmak..
gözlerimi açtığımda koparılmış olsaydın içimden..
söküp almış olsalardı senin prematüre aşkını..
keşke doğurmasaydım sen'i..
bedenimden beslenen o yaratığı alabilselerdi benden..
keşke ultrasonda göstermeseydi doktor seni bana
ve kalp atışların tıkamasaydı kulağımı diğer seslere..
keşke seni öldürebilseydim içimde..
düş'ebilseydin..

Kahretsin bir piç sevda daha yeşerecek iklimimde!