Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Alışamamak!



Artık sevmiyorsun beni! İlk defa tutuyorsun bir sözünü ve bu beni öldürüyor! Hergün her saniye yeniden, en baştan öldürüyor!  Birbirimizi sevmemeye söz vermek yaptığımız en aptalca şeydi. Biz sevmeliydik! Herkesten ve herşeyden çok birbirimizi! Tüm dünyaya karşı durup sevmeliydik... Çok sevmeliydik... Biz ayrılmamalıydık. Biz vazgeçmemeliydik! Biz, biz olarak kalmalıydık... Çoğalmalıydık, azalmamalıydık!

Ama affedemiyorum cancağızım. Yemin ederim her sabah ve akşam hatta bazı öğleden sonraları bile seni affetmek için kendime yalanlar söylüyorum.  Olmuyor, yapamıyorum. Ben kırıklarımı süpüremiyorum halı altına. Elime batıyor her toplamaya çalıştığımda bir daha kanıyorum. Seni affedemiyorum ve başlayamıyorum yeni bir hayata. Sevemiyorum ve kimse de sevmiyor beni.. 

Herkeste bir telaş, yalnızlığımı bitirmeye karar vermiş tüm dünya. Sen dışında bir sürü seçenek ile... Adını, yüzünü hatırlamadığm insanlarla tanışıyorum ve en baştan bir daha bir daha anlatıyorum kendimi o adamlara... Ben o adamları tanımak istemiyorum. Ben kimseyi tanımak istemiyorum. Dinlemiyorlar beni. Üzülmemeliymişim artık. Koskoca bir yılı bitirmişim. Geçmeliymiş artık. Son görüştüğüm çocuk çok iyiymiş. Efendiymiş. Bağırmak istiyorum! Çığlık çığlığa! O sen değilsin. Ve bu beni öldürüyor. Ve bunu onlara anlatamıyorum. Senin olmadığın sokaklar, senin olmadığın deniz kenarlarında yürüyorum... Senin olmadığın otobüslere biniyorum. Çantamı koyup yanıma, o koltuk dolu demek istiyorum tüm tıklım tıkışlığına rağmen otobüsün! Orası dolu. O gelecek demek istiyorum.

Herşeyini attım. Geçer sandım böyle. Ama öyle özlüyorum ki. Hani şu çok mutlu olduğum bir fotoğrafımız vardı seninle. Deniz kenarındaydık yine. Ben sana sokulmuşum böyle boynuna yaslanmış burnum. Nasıl doya doya çekiyorum seni içime... Seni içime çekmeyi özledim. Buram buram özledim. Çok özledim. Ben çok yoruldum. Bana bunu neden yaptın! Neden? Nasıl yaptın? Sen benim masalıma bunu neden yaptın!!!

Artık kuşları sevmiyorum çünkü benim bir gökyüzüm yok! Yok  işte... Ve elimden hiçbir şey gelmiyor...

Geçsin diye oturup bir köşesinde hayatın, yarama üflüyorum aynı sabırla... 

Affedemiyorum...

15 Ağustos 2015 Cumartesi

Ve ben bir gün seni affetmemeye yemin ettim...



***
Hoyrattın! 
Tanıştığımız günkü mahçup, çekingen tavrın yerini kasırgalara bırakmıştı... 
Ve ben bir gün seni affetmemeye yemin ettim...
***

Birilerine ait olmalıymışım. Sevmeliymişim en başından. Doğru adam varmış!  Ben her şeyin en güzeline layıkmışım. Diğerlerine benzemiyormuşum. Güçlüymüşüm. Farklıymışım. Hayranmış bana herkes. Dimdikmişim. 

Bırak öyle bilsinler. İçimde paramparça olmuş oyuncağını avuçlarına almış, çaresizce ağlayan çocuğu görmesinler. Benim ne çok ağladığımı bilmesinler... Benim yarabandından görünmeyen kalbimi görmesinler... Onlar, hani sana dönmediğim için beni alkışlayanlar, seni affetmediğim için bana övgüler yağdıranlar, iyiyim sansınlar. İyi olacağım çünkü günün birinde. Çok iyi bir dost, mükemmel olmaya çalışan bir evlat, her derde koşan bir kardeş, iyi bir çalışma arkadaşı, güzel gülen bir komşu, sessiz bir yol arkadaşı olacağım hayatım boyunca. İnsanlar beni hep sevecekler, biliyorum. Hep sevdiler. Bende ne olduğunu anlayamadıkları bir boşluğa rağmen beni sevecekler. Bende onları. Kedilerle oynayacağım, sokak çocuklarına gülümseyeceğim, sokak müzisyenlerine eşlik edeceğim... Beni herkes sevecek biliyorum! Bende herkesi seveceğim. Sen hariç!

Çünkü bu aşkı sen kirlettin!!! Seni asla affetmeyeceğim... Seni affetmeyeceğim... Seni asla... Sana asla... Bir daha sevdiğimi söylemeyeceğim... Sen, canşenliğim, sen sevdiceğim, sen yarim olmayacaksın bir daha... İnsanlar gururları ve önyargılarına tutsaktır. Bende gururuma tutsağım... Seni affetmeyeceğim... Asla...

Ama sana bir daha veda edecek gücüm yok! Yoruldum sana her defasında veda etmekten ve canımın her defasında daha çok acımasından...Zamanla geçebilen acılara sahip olmak lüks benim dünyamda. Hızla akan zamana sahip olmak gibi... Benim olduğum yerde herşey ilk günkü gibi acıtır. 

Dokunma yaralarıma... Bırak kendi başına kabuk bağlamayı öğrensinler. Bırak iyileşmeyi denesinler. Bırak beni... Bırak kalbimi... Bırak ruhumu... Bırak sadece... Ve git. Her nerede mutlu olacaksan oraya... 

Bu aşkı sen kirlettin ve temizleyemezsin. Artık olmaz! Biz de kaybettik ne yapalım! Tanrı'nın müthiş planında payımıza düşeni yaşamak zorundayız. Sen vicdan azabınla ben kırık kalbimle... Ama her ne olursa olsun büyük bir tevazu ile...Yaşamak zorundayız...