Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

5 Kasım 2016 Cumartesi

Kırmızı ip




    Hayatının aşkını bileğinde ki kırmızı ip koptuğunda bulacağına inanan, aynı zamanda ipe gözü gibi bakan bir kadındı... Geçmişi karışık... Bol yarası, kendince hesapları, savaşları, barışları, kanayışları, adım adım ayrılıkları, huzursuz uykuları, gece yarısı sigaraları, verilmemiş mektupları, yazılmamış hikayeleri, anı kutuları, boş alan bırakılmamış duvarları, korkuları, yalnızlıkları ve mütemadiyen virgüllerle süslediği cümleleri olan bir kadındı... 

Bir kedisi, küçücük bir annesi, bıyıkları olan bir babası ve haddinden uzun bir abisi vardı. Kocaman bir ailede o ailenin inandığı tüm değerlere karşı olarak büyümüştü. Hırçındı. Ama asla kırıcı olmamıştı. Komik anıları bile vardı. İnandıkları uğruna mücadeleler vermiş kocaman bir kadın olmuştu. 

Sevmişti zamanın birinde. Her deneyişinde farklı bir kötülüğünü görmüştü hayatın. Vazgeçmek ona göre değildi elbet, düştükçe kalktı. Kalktıkça düştü. Bir süre sonra kalkmaktan yoruldu. Dinlendi. Dinledi kalbini. Doğruldu dizlerinin üzerinde... Düşürdüler yine... Her zaman bundan daha kötüsü olamaz dediğinde daha kötüsü oldu! Bir daha aynı hatayı yapmam dedi, yaptı. 

Şimdi nadasa bıraktı kendini, kalbini, aklını... Kitaplarına, anlatılacak hikayelerine, kedisine, dostlarına, ailesine ayırdı tüm zamanını... Yaraları sarılmamış meğer... Denemek boşuna... Bu kış uzun ve hüzünlü olacak belli ki..  Sıkı giyinmek ve aşktan kaçmak gerek...


Dip not: Bir kadını her zaman bir başka kadın öldürür...




 Kırıldığı yerleri kendi sarıp sarmalayan, iyileşme umudunu kaybetmeyen  kadınlara...