Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

16 Ocak 2011 Pazar

Kıyamet!

Tüm sözcüklerinin bittiğini hissedersin ya işte tam o naktadayım.
Cennet mi cehennem mi bilemedim.
Nerdeyim?

Bir bakkalın kelimeleri tükenirse ölür mü?
Ya da bir muhasebecinin?
Bir grafikerin?
Ben ölüyorum.

Kelimelerimin yokluğuna ne kadar daha dayanabilir, kalbim?
Sağır bir müzisyen,
kör bir ressam,
kolları olmayan bir heykeltraş,
dilsiz bir şarkıcı,
telsiz bir gitar,
tuşları olmayan bir daktiloyum şimdi..
Ne görebiliyorum,
ne duyabiliyorum,
ne tutabiliyorum,
ne söyleyebiliyorum,
ne çalabiliyorum,
ne de yazabiliyorum..

Dünyanın sonu için yazılan milyonlarca senaryo ve kehanetten hiçbirine benzemiyor bu son!

Çoğunluğa mı uymalıyım acaba?
Dev dalgaları mı beklemeliyim?
Yoksa kalemimin mürekkebi bitti diye bitirmeli miyim adsız yolculuğumu??
Karar zamanı şimdi...

Yıllarca kalemimle kazdığım çukur ruhumla aynı boyutta şimdi.
İçine girsem, dev dalgalar örter mi üzerimi?
Ya da milyarlarca harf ve noktalama işareti gökten düşer mi üzerime,ben üşümeyeyim diye?

2 yorum:

  1. ah dost kalem.. uzun zaman oldu ki ahberleşmiyoruz, ancak inan şu sıra bir şeyler yazmaya kalksam ; bundan farklı bir şey yazmazdım.. seni tüm kelimelerin harflerinle anlıyorum..
    yıldızlar noktan olsun, buna layıksın dost kalem.. tebrikler sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. Ah dost kalemim. Ne güzel oldu bu minik ziyaretin.. Senin sesinle okudum tekrar her harfi sana benzettim.. Özlemişim hem de ne çok.. Teşekkür ederim

    YanıtlaSil