Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

28 Ekim 2017 Cumartesi

Zaman hep aynı hızda akar..




Bazı şeylerden vazgeçmek zordur..

Geçen hafta. Günlerden pazardı. Eski bir dostumdan hatıra bir film afişini söktüm duvardan.. Sonra başka bir anıyı daha.. Neden yaptığımı bilmeden. Söktüm sadece.. Hepsinden kurtulana dek.. izleri kaldı. Cifle temizlemek için saatlerimi harcadım. Temizledim de.. Hiç olmamışlar gibi..  Sanki bir zamanlar bu duvara hevesle asmamışım gibi.. Sonra nereden geldiği belli olmayan bir toparlama dürtüsü ile kutuları döktüm ortalığa.. İlerde kesin lazım olur dediğim saçma sapan herşeyi.. Artık bana saçma gelen herşeyi..

   Mektup kutumda nasibini aldı tabi bu hırçınlıktan.. Hala mektup gönderen var mı demeyin, var.. Mektuplarını özenle saklayanlarda.. Okursam atamam diye el çabukluğu ile poşete tıkıştırdım.. Evde tutarsam dayanamam diye koşa koşa karşı kaldırımda ki konteynıra attım. Ben geçen hafta beni bir zamanlar ben yapmış olan şeyleri hayatımdan çıkardım. Belki bir parça buruklukla.. Ve şuan ne kadar kolay alıştığımı farkettim yokluklarına. Bana yakın bir yerlerde durmalarının verdiği şaşırtıcı huzur yerini küçük bir rahatlamaya bıraktı. Duvarlarım tertemiz,  kutular boş ama ben huzurluyum.

Bunları neden yazdığımı soruyorsunuz kendinize.. Ben yüklerimden kurtuldum. Geçmişe saplanıp kalmaktan vazgeçtim. Devam ediyorum. Ama devam ettiğimi bir tek benim bilmem yetmiyor herkesin bilmesini istiyorum. Güçlenerek daha sert ve daha kararlı büyüyorum. Ben küllerimi süpürdüm.. Vazgeçmek erdem mi değil mi bilemem. Ama hayatından birlerni çıkarmadan yenilerini sığdıramadığını bilecek kadar yaşadım sanırım.

Semtleri çıkardım hayatımdan başkalarını eklemek için.. Aynı anda iki farklı yerde olamazdım. Aynı anda hem baharı hem karı bulamazdım. Farklı hayatları aynı anda yaşayamazdım. Farklı şarkıları aynı anda dinleyemezdim.. Vadesi dolanları geride bıraktım. Zorundaydım. Zorundasınız. Hayata devam etmek zorundasınız..

Mevsimler değişecek sesten hızlı bir şekilde.. Olmak istediğiniz yerde olun. Sevmek istediğiniz insanı sevin. Kendinizi durdurmayın ve pişman olmayın.

Zaman mutluyken hızlı, mutsuzken yavaş akmaz.. Zaman hep aynı hızda akar.. Size nasıl hissettireceğini siz seçin ve umutlu kalın.



Sevgiler

Öz


22 Ekim 2017 Pazar

Hayat ne güzelsin..




                                  


İnsan kendisini affedince yoluna giriyormuş herşey.. 


Meğer tüm bu tantana insanın kendisi ile savaşındanmış.. Ben kazandım. Nasıl kazandığım kısmı çok iç açıcı değil ama kazandım. Kendimi affettim. Kabul ettim. Eskiden kendime söylediğim o kutsal sözü hatırladım. "Aşkın acısı bile ayrı güzel".. Gözlerimi açtım yeniden. İnsanları, hayatı kucakladım. Sigarayı ve karbonhidratı azalttım. Kırmızıları bıraktım daha toprak tonlarında daha sofr renkler keşfettim. Fazla iddialı yaşayınca fazla acı çektiğimi anladım. Sınırlarımı öğrendim. Sınırlarımın kıyısında dolaşmanın güvenli huzurunu tanıdım. Ne kadar sürede başardım, ne kadar hata yaptım ve ne çok yanıldım kimbilir.. Ama şimdi gülümsemenin farklı bir yolunu buldum. Şuh kahkahalarımın yerine tebessümler koydum. Bardaktan boşalırcasına değil daha dingin yaşamayı öğrendim. Hayatın koşturmacasına bıraktım kendimi.. En fazlasını değil yeteri kadarını almayı öğrendim. Bağıra çağıra şarkı söylemekten vazgeçip, mırıldanmayı seçtim..  Şarkıların sözlerinde acı çekmekten bıkıp müziğinde dans etmeyi öğrendim.. Meğer geceler o kadar da karanlık değilmiş. Yıldızları sevdim. Havayı tahmin etmeye çalışmanın beceriksiz komedisine kaptırdım kendimi.. Aldığım her kararın doğru olma zorunluluğu ne yormuş beni, yanlış kararlarımı, yanlış yollarımı , yanlış eşleşmiş çoraplarımı, kalabalıklarımı sevdim. Dünyanın en mendebur kedisine sahip olmayı, yılışık bir kediye sahip olmaya tercih ettim. Hayatın verdiklerini, verdiği haliyle değiştirmeden aldım, sevdim. Mutlu olmak bu kadar basitmiş meğer.. 

Haklısınız eksikleri var yaşamın. Ama mevcut hali sımsıcak, sevgi doluymuş. Ekmeğin ucu, yeni açılmış salçanın taze kokusu, kinderden çıkan gargamel, kazı kazanda 1 liradan fazla kazanmak, eski bir dostu kucaklamak, kötü bir şakaya doyasıya gülmekmiş hayat. Verdiği kadar.. Hak ettiğimden az değil. Tam hakkım olanı.. 

Ne güzelsin hayat.. Çocuk gözlerimde bir mucize olan pinokyo bisikletim gibi.. İlk düşüşüm, haylazlığım, hayallerim, tercihlerim, olmak istediklerim ve olamadıklarım, sevdiğim herkes ve beni sevenler, dinlediğim o muhteşem şarkılar, izlediğim tüm denizler, hevesle aldığım tüm nefesler için sana şükürler olsun..

Şimdi derin bir nefes alın. Ve hayatın ne kadar kısa ve ne kadar mükemmel olduğunu bir kez daha hatırlayın. Ve nefes almayı unutmayın... 

Mutlu kalın. 

P.S: Manuş baba dinlenerek, kedim telefonumun kablosunu kemirirken gülümseyerek yazılmış ve   yeni başlangıçlara adım atan tüm kadınlara adanmıştır.. 


Sevgiler

Öz