Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

29 Mayıs 2011 Pazar

Sonuç... (gelişme yok)




Kaybettim!

Milyonuncu kez.. Tamam belki milyon olmadı ama kaybettim. Sayamayacağım şimdi. Lanet olsun ki kaybettim. Onu kaybettim..
Geç mi kaldım? Yanlış zamanda mı girdim sahneye? Yanlış tiratı mı söyledim? Yanlış banka mı oturdum? Yanlış otobüse mi bindim ? Yanlış yerde mi indim?
_Bilmiyorum.
Biri varmış benim bilmediğim, belki duymadığım.. Duyduğumu hatırlamadığım! Onun hayatında biri varmış. Ona gelecek birisi.. Onun olmak için gelen birisi.. Onun dokunuşlarına maruz kalacak biri..
Onu özlemek yasak şimdi. Onu düşünmek yasak. Ona başka bir gözle bakmam gerek! Arkadaşmışız gibi.. Yarı umursamaz, yarı samimi.. Herşeyin yarım yamalak olduğu bir role bürünmeliyim. Oysa ona doğru uçuşan umut taneleri beslerken ne kadar da tamdım. O yoktu ama ben tamdım. Şimdi bir sürü yeni film bulmalıyım, izlemediğim.. Bir sürü yeni video izlemeliyim. Bir sürü şarkı dinlemeliyim. Yeni mektup arkadaşları bulmalıyım. Yemek yapmalıyım daha çok. Saçlarımı biraz daha kısa kestirmeliyim. Belki yeni bir yer keşfetmeliyim aşina olacağım.. Onun kalın kaşlarının altında küçülen o minik gözlerini unutmalıyım. Kollarını birbirine dolayıp da dudaklarını düz bir çizgi haline getiren gülümseyişini.. Unutmalıyım..
Bu sefer çok hızlı oldu. Daha ilk bakışmanın ilk göz göze gelmenin sarhoşluğunu atamadan üstümden! Şimdi onu bırakmalıyım kendi haline.. Kendime gelmeliyim. Ona başkası gidecek çünkü.. Fal bakmıştım ona, biri gelecek sana ama olmayacak demiştim. Kendi söylediğime mi inanmalıyım? Ben mi belirledim onun gelişini?
Tanrı’m! Önce dönme dolaba binmeme izin veriyorsun. Sonra en güzel yerinde iken benim uyanmama sebep oluyorsun! Nerde hata yaptığımı bir söylesen, bir konuşsan benimle.. İşaretlerle anlaşamadığımız belli..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder