Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

17 Eylül 2011 Cumartesi

Yok..

Nefes aldığını duydum..
Yaşıyorsun hala..
Ne büyük lütuf bu!
Ben pijamalarımı yatağım örtülerine uydurmakla meşgulüm..
Geçen gece annemin çiçeği ile konuşurken buldum kendimi..
Bilirsin sevmem ben çiçekleri..
Ziraat okudum ya değiştiremedi beni..
Ama ben değiştim yine de..
Artık kırmızı değil ojelerim..
İnsanlar yüzümü seçemesin diye sıradan olmaya çalışıyorum..
O çok sevdiğim çiçekli şortum yok artık.
Kaybettim..
Çok ağladım arkasından..
Bir daha onu bulamayacağımı bildiğimden..
Tüm dolapları karıştırdım.. Yok..
Ne kirli sepetinde, ne ütülenecek yığınların altında..
Didik didik aradım evi..
Yok işte..
Yok
Senin gibi.. Ne masanın altında..
Ne dolabın içinde..
Ne koltuğun arkasında..
Ne kirli sepetinde..
Çok aradım seni de..
İçimde ki varoluş çabası seninle kayboldu..
Doğru söyle, neleri aldın giderken..
Mektup yazacak vaktin yoktu anladım..
Nereye yetişiyordun böyle alelacele..
Hoşça kal da neyin nesi?
Niye kalıyorum.. Anlamadım ki..
Ve niye hoşça kalmamı istiyorsun?
Dön demeye gücüm yok..
Bilirsin katıyımdır oldukça..
Benden beklenmeyecek kadar..
Bu yüzden sana gel demeyeceğim..
Ama sen uğra en azından..
Kızmalarıma aldırma..
Kaşlarımın çatıklığına..
Bir kahve yapalım beraber..
Bir sigara yakalım..
Bir öykü anlatayım sana..
Sonra yine git..
Sadece tek bir anı daha bırak yeter..
Sandığımda hala yer varken..

Bir kez daha bak bana.. Son kez.. Sonra git..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder