Âşık
olmak zor zanaat ti… Çünkü doğru adamı bulmak gerekirdi önce, kalbinden her
daim ipe sapa gelmez serseriler geçerken. Aslında yaşamak istediklerin
fütursuzcaydı ama sen geleceğini düşündüğünden akşam evine elinde ekmeği ile
gelecek o adamı aradın hep. Sakladın ruhunu ve izin vermedin kimselerin seni
gerçekten tanımasına. Biliyorum. İstediğin hayat bu değil ama bunu yaşıyorsun.
Bu verildi çünkü sana. Ve sende kavga etmekten korktuğundan belki de kabul
ettin sorgusuzca.
Sen
martılardan korkan kadın âşık olacağın adamı seçememekten korkuyorsun şimdi de.
Oysa sende biliyorsun hayat sana iki tane seçenek sunacak ve sen güvenli
dünyanın küçücük penceresinden korkarak bakacaksın aşka. Yanlış kararlar
vereceksin. Bir sürü yanlış karar. Oysa ne kadar isteyeceksin âşık olduğun
adamla geleceği düşünmeden yaşamayı.
Hayat sadece bir matematik
sorusu… Birçok bilinmeyeni olan tuhaf bir
denklem… Sen x’e değerler vereceksin, aşkı bulmak için. Doğrusunun bu olduğunu
düşüneceksin. Oysa sana hep söylüyorum. Aynaya bak, kimsenin göremediği Sen’e. Sonra
seni üzecek o adama âşık ol.
Elbet doğru tercihlerin olacak.
Bırak yadırgasınlar seni. Sen kendini unutma yeter. Çünkü bir kez unutursan
kendini, hayallerini yaksan da ısıtamazsın içini…
Uyu şimdi. Dünya daha güzel ve
anlaşılır bir yer olduğunda söz seni uyandıracağım… Ama bil ki prens hiç gelmeyecek.