Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Kendi hayatını yaşa / Özlem Çelik








Bir gün bir hayal kurarsın. Bir hayali seversin. Sonra o hayali gerçekleştirmek için zaman harcarsın, umut harcarsın... Bir gün biri hayalini gerçekleştirebileceğini söyler sana, şaşırırsın. Uğraşırsın, didinirsin ve başarırsın...

Bugün kitabımı raflarda gördüm. Yılların emeği, birikimi, uğraşı, ümidi, ümitsizliği, yalnızlığı, yılgınlığı, inadı maddeleşmiş ve kendine bir yer edinmiş kitapçılarda. Artık benim de bir bebeğim var.

Yaşadığım her şeyi paylaştığım gibi bunu da sizinle paylaşmak istedim.

Her zaman yanımda olduğunuz, yazdıklarıma değer verdiğiniz ve bu güzel günü yaşamamda bana destek olduğunuz için sonsuz teşekkürlerimle...


P.S: Romanımı yazarken dinlediğim tek şarkı olan Bin doz Öfke'yi bu kadar güzel söylediği için Melis Danışmend'e, romanımı basmak için büyük bir özveri sağlayan Puslu Yayıncılık'a sevgilerimle...

Özlem Çelik

4 Ağustos 2013 Pazar

Ağacım ve Ben

      




        Saat sabahın 5'i. İnsanlar uyanıp işe gidecek birazdan. Yarın izin günüm olduğu için şanslıyım. Çünkü uyumak benim için bu aralar o kadar da kolay değil. Bir sürü şey geçiyor içimden. Bir sürü 'anı', bir sürü 'an', bir sürü 'geçmiş'... Hep aynı şarkı zihnimde. Gidişini şiirselleştirmek için mırıldandığım...

    Gidişin, soğuk bir sonbahar gününe denk gelen vedan. En sevdiğim mevsimde yok oluşun yavaşça. Renklerimi bir daha geri alamayacağımı ilk düşünüşüm... İlk düşüşüm 'aşktan'. Yakınımda ki bir ağaçtan destek alışım. Çıplaklığımız. Ağacımın ve benim. Sonbaharı sevmemem gerektiğini bir yere not edişim. Senin gidişin... Arkana bakman için bildiğim bir kaç duayı okumam yarım yamalak. Ağacımın son bir kaç yaprağını daha silkeleyerek döküşü, gözyaşlarıma eşlik etmek istercesine. 

      Gidişin... Kayıp bir zaman dilimine savurdu beni. Burada yelkovan akrebi kovalamıyor. Saatleri oldum olası sevmemiştim. Ama özlüyorum. Zamanın geçip gittiğini hissetmek nasıldi diye soruyorum kendime. Uyumak, güzeldi. Yürümekte ve sahilde oturmak ve martılardan korkmak her ses çıkarışlarında... Gemileri izlemek de güzeldi. Piyangocuların başına zenginlik hayalleri ile üşüşen insanları, bir ümit kazı kazan kazıyanları izlemekte güzeldi. Sen de güzeldin. Elimi tutuşun güzeldi. Teninin ılıklığı, mevsimlere ayak uyduruşu güzeldi. Beni sevişin...

     Güneş birazdan doğar. Uyku vaktim geliyor artık. Gecelerin daha uzun olmasını isteyen uykucu halim nerede bilmiyorum. ama hiç olmadığım kadar çok korkuyorum karanlıktan artık. Güç buldukça ağacımı ziyarete gidiyorum. Henüz filiz vermedi yaprakları ama verecek biliyorum. Onu öyle çıplak görmek beni daha çok hüzünlendiriyor. Yapraklarımı döküyorum onun için oda, benim için gözyaşlarını...