Kadınların
varlık sebebidir ağlamak! Tercih değil. Kadın olmanın sorumluluklarından
biridir gözyaşı dökmek...
Ve Tanrı kadını yarattı… Erkeğin kaburgasından… Göğüs hizasında sevilsin diye…
Eşit olsun diye, korunsun diye…
Buna inanma cüretini gösterenleriniz varsa hala, umarım Tanrı denildiği gibi kadınların gözyaşlarını sayıyordur…
Zira bu dünyada çözülmeyenlerin diğer dünyada çözülme umudu bir kadını ayakta tutan.
Bizim bizden, bizim Tanrı’nın adaletinden başka sığınağımız yok…
Ve Tanrı kadını yarattı… Erkeğin kaburgasından… Göğüs hizasında sevilsin diye…
Eşit olsun diye, korunsun diye…
Buna inanma cüretini gösterenleriniz varsa hala, umarım Tanrı denildiği gibi kadınların gözyaşlarını sayıyordur…
Zira bu dünyada çözülmeyenlerin diğer dünyada çözülme umudu bir kadını ayakta tutan.
Bizim bizden, bizim Tanrı’nın adaletinden başka sığınağımız yok…
Bazı
adamlar sokakta bira içerken gazeteye sararlar… Bira olduğunu bilmiyormuş gibi
yaparız bizde… Oyunlarına uyarız. O
gazeteler kadın cinayetleri ile doludur… O adamlar, biralarını sardıkları gibi
gazeteye, günün birinde kadınların cesetlerinin üzerini de sararlar başka
cinayet haberleri ile… Aslında acınası olan ölü bir kadının cesedinin üzerine
magazin sayfasının denk gelmesi değildir. Asıl trajik olan, o kadının birkaç gün
önce bir başka ölü kadına üzülmesidir! Biz, bizi öldüreceklerini bile bile
güveniriz bazılarına… Minibüs şoförüne, eski sevgilimize, dayımızın oğluna,
babamıza, her gün gördüğümüz öğretmenimize…
Ölümsüz
olduğuna inanır tüm insanlar… Kötü şeyler başkalarının başına gelir.
Cesaretimiz ile övünürüz… Dar sokaklardan geçmekten, karanlıkta arkamızda bir
ayak sesi duymaktan, minibüste son yolcu olmaktan, biraz kısa eteğimize bakan
zihniyeti çirkin insanlardan korkarız… Cesaretimizden duvarlar örer ardında
korkudan titreriz… Güvenmeyi seçeriz yinede insanlara, kendimiz gibi biliriz
herkesi… Ama aslında evrilemedi insanoğlu… Hayvanlığı atamadık içimizden… Sinmekten,
sindirilmekten yorgun düştük…
Ben
şanlısıyım. Ailem var, arkadaşlarım, aklım, gücüm… Ve çantamda biber gazım,
yatağımın kenarında bıçağım… Benim ellerim var, ayaklarım… Koşarım… Kaçarım…
Bana bir şey yapamazlar!
Aynı
cümleleri söyleyen bir sürü kadının mezarı içimizde…
Ölen tüm kadınlarıma...
Sonsuz özürlerimle...