Onu yazmak, Büyülü ama acı verici….
Aslında her şey Oz Büyücüsünün şatosuna yol alırken başlamıştı.
Ben umut istiyordum o ise unutamayacağı rüyalar. Yolda özgürlük arayan bir dost edindik. Ve gelecek arayan bir
kız. Şato uzaktı. Yorulduk. Yorgunduk… Gelecek arayan kız ve özgürlüğü düşleyen
çocuk birbirlerine aşık oldular. Ve tabi ki bu öyküyü yazmamamın nedeni olan
rüya isteyen çocukla umut isteyen ben de sevgili olduk. Yürüyemedik ama
beraber. Farklı yollardan devam ettik. Ben şatoya ulaştım. Ve beklemeye
başladım. Ama orman çok karanlıktı ve onlar yıldızlara bakmaktan korkuyorlardı.
Bu yüzden yollarını bulamıyorlardı. Belki kaç kez geçtiler şatonun önünden.
Umudumu kaybetmeden bekledim, gelmediler. Bu satırları şatomdan yazıyorum.
Artık Gel’in…
P.S: Bir yolculuğun en güzel yanı, bir deste kağıdının ve
bir tükenmeyen kaleminin olmasıdır.
11.10.2010 Ö.Ç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder