Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

17 Ekim 2015 Cumartesi

Baba... Uyan...



Aç gözlerini Baba! Ben burdayım. Aç! Prensesin geldi bak. Aç gözlerini Baba... Eşek sıpan, gözünün nuru burada. Uyan Babam! Uyan. N'olur beni bırakma!

Geç kaldım bugün! Tek ayak üstünde bekletip, çekmeyecek misin fotoğrafımı? Yeni dövme yaptırdım. Kızmayacak mısın şakadan? Herkeslerden çok sevmeyecek misin beni ? Baba gitme. Gitme nolur! Kurban olurum kal benimle...

İnsanlar azalıyor etrafımda. Bir ben, bir abim, bir de senin kıyafetlerini lazım olur diye koyduğum çantam kaldık! Sen beni görmeden uyuyamazsın. Uyumuyorsun biliyorum. Biliyorum beni bekliyorsun. Almıyorlar yanına. Göstermiyorlar seni. Çıldırmak içten değil. Baba, babam... Kahramanım... Yalvarırım uyan. Kabus gördüğümde beni uyandırdığın gibi. Kabus görüyorum baba uyan! Nolur...

Uçurumlardan düşüyorum her gözümü kapattığımda... Baba korkuyorum. Çok korkuyorum. İçim dökülüyor. İçim eski evimizin duvar kağıtları gibi, sıyrılıyor baba. Duvarların canı acımaz demiştin. İç organlarıma kadar acıyorum.

Bir akşam iş çıkışı bana getirdiğin fıstık yeşili pinokyo bisikletimden ilk düştüğüm günden daha çok acıyor canım.  10 dakikadan fazla küs kaldığımızdan daha çok acıyor canım.

Senin zeki kızına doktorlar anlatıyor seni. Anlamıyorum. Baba anlamıyorum uyan. Uyan. Onlara de ki ben kızımı bırakıp hiç bir yere gitmem! Ben kızımdan ayrılmam de baba. Onlara kız beni senin yanına almıyorlar diye...

Sabah oluyor. Senin sesini duymadan ben bu kadar uzun bir gün geçirmedim daha önce..

Pijamaların kırışmasın diye yastık yapamadım çantamı. Sevmezsin kırışıklığı. Beni nasıl sevdin hiç anlamadım. En kırışık en karışık haliyim ben yaşamın... Ben senin tekne kazıntın. Ben senin 28 yaşında ki küçük prensesin. Ben senin en büyük aşkınım. Dünyaya seni herkeslerden çok sevmek için gönderildim.

Saatin geliyor baba. Biliyorum uyanacaksın birazdan. Güneşle birlikte doğarsın sen her sabah!

Ve sen uyandığında en sevdiğin pijamalarınla seni burada bekliyor olacağım...

Bu hayatta herkesin yalnızca bir baba hakkı vardı... Ve ben babamı soğuk bir hastane odasında bezden bozma bir çarşafın altında üşürken bıraktım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder