Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

21 Eylül 2017 Perşembe

En tanıdık acım..



 

 Ben, bende yaralar açacak bir adam istemiyorum artık. 
                                                                    Ben yaralarımı saracak birini istiyorum...



         Suskunluğum çaresiz.. Ben de bir o kadar yenik ve çaresizim. Hayatımda ilk defa susmayı seçtim.. Ve sen hiç olmadığın kadar çok konuşmayı...  Ben yolumda ki çalı çırpıyı temizleyip, devam etmeye çalışıyorum. Çünkü seninle ben diye bir şey yok. Artık yok. 3 yıl önce  bittik biz. Lanet olasıca temmuz ayında bittik. 

         Olmayacak duaya amin dememeyi öğreniyor insan zamanla.. O kadar başka biriyim, o kadar başka bir dünyadayım ki artık.. O kadar ben gibi değilim ki.. Avuçlarından su içen kıpır kıpır kadın gülhanenin arnavut kaldırımlarında kayboldu sevgilim, bu kadın bambaşka.. Ben bile zor tanıyorum kendimi.. Bilmediğim  yeni huylarım çıkıveriyor aniden. Kendimi temize çekmeye çalışıyorum. Yeni kararlar, yeni bir hayat ve en temizinden yeni bir başlangıç istiyorum. Ben iyileşmek istiyorum. Yeniden başlamak istiyorum. Seni geride bırakma zamanım geldi artık. Bu hastalıklı halden kurtulmam gerek.Yaşamak için.. Senden vazgeçmeliyim..

      Biz bir büyünün içindeydik. Herşey olması gerekenden çok daha güzeldi. İnsanın hayatında başına bir kez gelir muhtemelen bu.. Biz çok güzel bir şey yaşadık. Seni severken kabına sığmayan deli halim, hergün aynı heyecan, aynı kalp çarpıntısı, aynı aşk.. En çok o aşkı özlüyorum. Seni severken en güzel halimi gördüm ben. En güzel anılarım sana dair. Bugüne dek canımı acıtan anılarım ile barışmaya karar verdim. Artık sana kızmıyorum. Kimseye kızmıyorum. Barıştım. Önce kendimle sonra hayatla.. 

         Tanrı'nın bir planı olmalıydı.. Annemin hep dediği gibi oldu sanırım.. "Kimse için o olmazsa yaşayamam deme, Tanrı onu senden alır" Yaşayamam der ama yaşarsın, Tanrı sana onsuz yaşamayı öğretir".. Sanırım ben bunu çok acı bir şekilde deneyimledim. O yüzden yoluma devam etmem gerek. Yasımı tuttum, kızdım, saçmaladım, kendimce intikam aldım, başkaları ile tanıştım, kendimi eve kapattım, yaşadığım şehri değiştirdim, sonra geri geldim. Ağladım, çok ağladım. Yemek yerken, duş alırken, yürürken, sinemada, sokakta veya dolmuşta. durup dururken, bardaktan boşanırcasına.. Kayboldum. Kendimi kaybettim. Evimin yolunu kaybettim. En sevdiğim kolyemi kaybettim. Sağlığımı kaybettim. 

      Ama sonra güneşin doğuşunu anımsadım bir gün. Havanın ılık serinliğini.. Deniz kokusunu hatırladım.. Denizin o geniz yakan mis gibi kokusunu.. Uzun günler boyu sadece denize baktım.. Bomboş.. Deniz beni iyileştirdi.. Anlamamı sağladı, sessizliği.. Seni affettim. Kendimi de affediyorum. 

Bu acı dolu ruh halinden çıkıyorum artık. Sende çık. Gez, dolaş, yeni yeni şehirler gör. Bol bol fotoğraf çek.. En güzel karelerini yakala hayatın. Gülümseyerek bak insanlara.. Kabullen.. Devam et. Başkalarının rüyalarına tanıklık et. Biz uyandık belki ama hayat akmaya devam ediyor. Kaçırma..

Yeni yolumuz aydınlık olsun, canşenliğim.. Kalbin temiz, umudun bol, huzurun sonsuz olsun...



P.S: Manuş Baba'dan Aşkın Kederi dinlenilerek, uzun zaman sonra ilk kez giydiğim çiçekli elbisemin gururlu maviliğinde , ağlamakla karışık bir gülümseme eşliğinde yazılmıştır. İlk ve son kez sadece ama sadece O'na adanmıştır...

 Özz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder