Ben hayal dünyamın günlüğünü tutuyorum sadece...

6 Mart 2016 Pazar

Otuz yaşıma...




Hiçbir şey mükemmel olmak zorunda değil. Hatta hayat daha da zorlayabilir seni... Güvenli bölgende huzuru tercih edebilir ya da gemileri yakabilirsin. Karar senin. Ama her ne yaparsan yap, asla pişman olmayacaksın. Çünkü sen sevmeyi biliyorsun. İyi veya kötü tüm seçimlerini sevdin zamanla... Hayatın sana getirdiklerini, senden esirgediklerini sevdin. Çoğu zaman gücün olmadı bir şeyleri yeniden inşa etmeye... O zamanlarda oduğun yeri sevdin. İnsanların muhteşem şeyler başarma hevesine tuhaf baktın. Evet birileri bir şeyleri çok iyi yapmalıydı. Bir takım buluşlar yapılmalı, keşfedilmemiş şeyler keşfedilmeli, yürünmeyen yollarda yürünmeli, evrenin sırrı çözülmeli, iyi bir şiir yazılmalı, yeni bir film çekilmeliydi... Bunlar olmalıydı. Ama herkes potansiyelinin farkında olmalı. Mükemmel olmak zorunda değilsin. Ünlü, çok güzel, aşırı zayıf, yetenekli veya muhteşem bir sese sahip olmak zorunda değilsin. 

Düşünsene, doğduğun günden bu yaşına dek neleri başardın ? Zorlu eğitim sisteminin içinden bir şekilde başarılı çıktın. Tam öğrenemesen bile bir yabancı dile eğilimin oldu. Kavgalardan, tartışmalardan çıktın... Kitaplar filmler bitirdin. Aşık oldun. Biliyorum oldun. Herkes olur. Bir kediye süt vermiş olmalısın en azından. Küçük kahramanlıklar, büyüklerinden kıymetli olabilir. Düşünsene dünyada ki herkes ama herkes kahraman olsa kimi kurtaracaklardı? Kimsenin bir diğerinin şefkatine veya iyiliğine ihtiyacı olmasa kahraman olmanın ne anlamı var ? Diyeceğim o ki, büyük kahramanlıklar yapanlar aynen devam etsin. Sen gizli kahraman ol. Merhametini kaybetme! Merhamet önemli... Kibirden uzak dur. Kibir çirkin, gereksiz... Egona yenilme. Umutsuzluğa düştüğünde anneni düşün! Aynı anda bir sürü şey yapıp seni sevmeyi unutmayan anneni... 

Sözü açılmışken anne olmayabilirsin... Herkesin biyolojisi buna uygun olmayabilir. Veya bunu istemeyebilirsin... Bu ne senin ne bir başkasının suçu... Bu sadece Tanrı'nın planı ile ilgili... Ve senin isteğinle tabi... Sevdiklerini de kaybedebilirsin. Ölüm değildir insanları cenazede ağlatan... Bir daha onu göremeyecek olmak, kendi ölümlülüğüne ağlamaktır... Bunu unutma. Sevdiklerinle zamanında vedalaşabilmeni dilerim...

Dostlarını yakın tut. Vazgeçme... Kalabılıkları sevmediğini biliyorum.  Çok kalabalık olmasına ihtiyacın yok. Avucun kadarsa gerçekten kalbin, az insanı daha çok sevebilme yeteneğine sahipsin demektir. Sevgini doğru yönlendirmeyi unutma... 

Homofobik olmazsın bu yaştan sonra, ama gene de hatırlatayım. Aynı cinsten birine aşık olmak hastalık değil, histir... Neyi, kime hissediyorsan o senin doğrundur... Herkesi olduğu gibi kabullenmeye devam et. 

30'larında bir kadın olarak, senin hiç değişmemenden gurur duyuyorum. İçinde ki çocuğu öldürmeden, klişelerde boğulmadan, olgunluğun seni sarmasına izin vererek büyüdün. İnsanlar seni hep sevdi. Sen de onları... Adı duyulmamış müzik gruplarını hala sevdiğini umuyorum. Onlardan vazgeçeme iyi çocuklar... Büyümek değişmek değildir her zaman... Nazım'ı, Cemal'i, Edip'i, Can'ı, Turgut'u unutma... Unutturma...

Küçük prens çocuk masalı değil, insanlık öğretisidir... Masal diyenlere karşı onu hep savun. Peter Pan'ı unutma... Karikatür dergilerini ve animasyon filmleri sevdiğini söylemekten çekinme. Burak Aksak'ı, Onur Ünlü'yü hala sevdiğine inanmayı tercih ediyorum... Yaşının  30 olmasının seni Ana britanica okumak zorunda bıraktığına inanma... 

Sen herp burnunun dikine gittin. Gene git. Yaşamak istediğin şekilde yaşamak senin hakkın. Tercihlerin ve kararların senin yansıman. Ferrari'ni satmana gerek yok bilge olmak için. Kendi dünyanın Sokrates'i ol sen. Bırak diğerleri ne halt ederse etsin...

Ne kadar paran olursa olsun, insanlara samimiyetsiz hediyeler gönderme... Düşünülmüş özel hediyelerin kıymetini unutma... 

Göz altı kremlerin yaşanmışlıklarını silemeyecek... Uğraşma... 

Doğru yolda yürümek zorunda değilsin. Kendi zikzaklarını çizmekten korkma... 

Kalan ömründen keyif almanı dilerim...

Sevgiler

Öz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder