Bazen acılar hiç
geçmez zannedersiniz! Bir şeylere tutunma ihtiyacı ile hep bir arayıştasınızdır.
İçiniz de büyüyen kocaman yapayalnız bir sevgi vardır. Paylaşmak istersiniz.
Ama kimse sizi görmez! Siz kimseye kendinizi göstermezsiniz. Sonra o gelir… Kim
olduğunu bilmediğiniz, ama “kim olacağını” bildiğiniz!
Hafızanızı silmek istediğiniz o hiç bitmeyen geceleri
anımsamakta zorlanırsınız. Bazılarının buna aşk, bazılarının ise huzur dediğini
duyarsınız. İsim vermeye korktuğunuzdan sessizce kabullenirsiniz. Cesaretiniz
kırılmıştır! Yalpalayarak yürüyorsunuzdur yollarda! O ana dek! Bir şaka arar
zihniniz. Komik olmak için değil! Onun gülümsemesini görmek için. Çünkü güzel
gülen adamlar zarar veremez, bilirsiniz.
Gülmek bir devrimdir ve sizi devrimden başka hiç bir şey kurtaramayacaktır…
O sevdiğiniz filmler gözünüzün önünden bir bir geçer! Üzülmezsiniz, daha önce
hıçkırarak ağladığınız sahnelere… Pişman olursunuz sadece, tüketmiş olmaktan,
tükenmiş olmaktan. Aynı aşk ile izleyemeyeceğinizi düşünmekten! Aynı aşk ile
yaşayamama korkusundan!
Geç kalmak korkutucu bir eylemdir! Bu yüzden saatim diğer
insanlara göre 10 dakika ileridir her daim.
Biliyorum sende benim gibisin. Bugün sana bir sır
vereceğim. En sevdiğin filmin dvd’sini al! ( İzleyemediğiniz tüm filmler için) Güzel
bir mektup yaz! (çektiğiniz tüm özlemler için) İki poşet çay al! (içemediğiniz
tüm çaylar için) Kum saati al! (beraber geçiremediğiniz tüm saatler için) Boş
bir çerçeve al! (çekilemediğiniz tüm fotoğraflar için) Bir atkı ör! (
geçiremediğiniz tüm kışlar için) Bir şiir ezberle! (beraber sevemediğiniz tüm
şairler için), Bir müzik cd'si hazırla! ( çıkamadığınız tüm yolculuklar için) Onun için bir kutu yap… Bu kutuya umut adını koy… Sonra
yapamadıklarını biriktir. O gelene dek… Sonrasını biliyorsun.
Onu deniz kenarına götür. İki çay söyleyin tavşan kanı… Sonra
umudunu ona ver! Gerisi kolay…
Karşılıklı çay içmeyen sevgili mi olurmuş? Hiç!
Sevgiler,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder